28 Ekim 2009 Çarşamba

Paranoyak olmam, herhangi bir anlama gelmez!

.
İçerde bir adam vardı ve ben bunu farkettiğimden beri yerimden kımıldayamıyordum. Bozuk pencere kilidini tamir etmeye bir türlü gelemeyen ustaya küfür etmekle başımdaki bu beladan kurtulmam mümkün değildi. Niyeti sadece hırsızlık bile olsa onunla karşılaştığım anda mutlaka bir delilik yapacaktı. Ki bu, en iyimser tahmindi. Mahalleli, daha yeni taşınmış olmama rağmen yalnız yaşayan, kendi halinde biri olduğumu biliyordu. Bu ecdadını siktiğim de herhalde eve girmeden önce bir zemin etüdü yapmıştırdı. Demek ki pis bir sapıktı bu. Irzıma, iffetime halel getirmek için eve girmişti. Bu arada halel de ne acayip kelimeydi lan. Daha önce hiç böyle düşünmemiştim. Ancak şimdi kelime çağrıştırmakla kaybedecek zamanım yoktu. Acil bir çıkar yol bulmalıydım. İçerdeki hayvan, burnuna dayadığı donlarımla töbe yarabbim şeylerini kurcalaya kurcalaya yanıma gelip beni tenhalara kıstırmadan önce, zekice bir plan yapıp kaçmalı ve hatta adamı kıskıvrak yakalatmalıydım. Ama bu hikayeden sıkıldım ve bugün bir arkadaşım sayesinde gördüğüm yeni bir imaja bürünmüş İzzet Yıldızhan korkunçluğunda tasarladığım bu karakteri, kafamın içindeki başka bir öykünün senaryosunu ezberlemesi için, yine kafamın içindeki figüranlar kahvesine gönderdim. Çaylar bendendi.
.

15 yorum:

Serdar Nalçakar dedi ki...

Erotik bir tecavüz fantazisi sanıp heveslenmiştim halbuki.. biz gençlere bunu yapmayınız.

Aylin Balboa dedi ki...

Ha sen hevesini alacaksın diye biz.... Bak üzüntüden cümleyi tamamlayamayıp 4 nokta koydum. Düşün ne haldeyim. Düşün bunu. Bunlar hep sınavda çıkacak.

fevkalade olağan dedi ki...

sen adama don koklat.. heveslendir.. azdır bi güzel.. sora kaveye gönder çay içirt.. olacak iş değil.. fiilen ahlaksızlık..

kaba şimşek dedi ki...

ben sadece kendi çoraplarımı koklarım prensip olarak! sabahları giymeden önce kokluyorum. neden yapıyorum bunu bilmiyorum, zira sonuç ne olursa olsun giyiyorum onları. şimdi kim kalkıp dolaptan çorap alcak yaa zaten zor uyanmışım!!!!

Aylin Balboa dedi ki...

Bilom bizim geleneğimiz böyle. Örfümüz bu şekil. Ananemizden böyle gördük. Zaten sıkılmayıp hikayeye devam etseydim de "bu gece olmaz başım ağrıyor" diyerek yırtmayı planlamıştım.

Kabaceğizim, senin değişik bir sapık olduğunu hepimiz biliyoruz zaten. Sapık.

Edward Ander dedi ki...

gecelikle yollamasaydın bari kızı kahveye. dışardaki adamdan daha beter ederler mazallah.

boyle de bir hayalgücüne sahibim.. oyhşhh..

Edward Ander dedi ki...

ha bi dakka yav. adam gitmiş kahvehaneye. kız yerinde yatıyor. tamam şimdi oldu.

bu arada bu kahvehanede hep böyle tipler mi takılıyor? ona göre çoluğumuzu çocuğumuzu göndermeyelim.

Edward Ander dedi ki...

dur la bi yorum daha yazayım da heyecan yap "oha kaç tane yorum yapılmış" diye..

gerçi yukarıda da "İbneliğin lüzumu yok" demişsin ama bi kereden bir şey olmaz. hehehehe

Aylin Balboa dedi ki...

Baboli sen n'aptın böyle yaa. ahuahauh. Neyse, sonunda doğru yolu bulmuşsun kendi kendine.

Ayrıca sen yabancı sayılmazsın, istediğin kadar ipnelik yapabilirsin. Gerçi böyle deyince de biraz şey oldu. Neyse, anlaşılmıştır diye umuyorum.

Edward Ander dedi ki...

anladım anladım. kendi aramızda ibneliğin lafı olmaz diyorsun yani. =)))

kaba şimşek dedi ki...

bence edward arkadaştan sonra şu cümlen için özür dilersin benden: "Kabaceğizim, senin değişik bir sapık olduğunu hepimiz biliyoruz zaten. Sapık."

:/

Aylin Balboa dedi ki...

İnsanoğlu çeşit çeşit işte.

sami hazinses dedi ki...

bozuk pencere kilidi de ne acayipmiş he.

rumuzumyirmikarakter dedi ki...

okuyunca; aklıma gençlik yıllarımda başıma gelen tecavüz yetlenmesi geldi. ordada bi kız bana minibüste fortçuluk yaptıktan sonra beni kapımın önüne kadar takip etmişti. kışın soğuğunda kızın burnundan çıkan soluğu görebiliyordum. çok fenaydı kız resmen ırzıma geçecekti. kapı çaldıktan sonra tabi kızın aslında düşen cüzdanımı vermek için koştuğunu anladım. o fort olayını ise anlamlandıramadım.

Aylin Balboa dedi ki...

Zaami; teknik detaylara girmek istemedim.

Rumu; adamım n'aber yea ;)